Müziğimizin Çift Kanadı

Müziğimizin Çift Kanadı

Her sene 18 Eylül Azerbaycan'da Müzik Günü olarak kutlanmaktadır.

1885 yılının aynı gününde sonralar Azerbaycan profesyonel müziğinin temelini atmış, milli bestecilik okulunu kurmuş, bu bağlamda müzik kültürümüzün gelişmesine önayak olmuş bu iki ünlü besteci - Üzeyir Bey Hacıbeyli ve Müslüm Magomayev doğmuşlar.

Her iki sanat fedaisinin doğumunun 130.yılı her sene devlet düzeyinde, değişik etkinliklerle kutlanıyor.

Aynı zamanda sanat tarihinde kaderleri bu kadar birbirine benzeyen iki insan bulmak çok zor...

Onları okul - seminari birleştirmiş...

Üzeyir Bey Ağcabedi'de doğmuş. Babası Abdulhüseyin Han kızı Natavan'ın mirzası, hem de onun Ağcabedi'deki mülklerinin sorumlusuydu. Eğitimini Şuşa'daki iki sınıflı Rus - Tatar okulunda, dayısı Ağalar Bey Aliverdibeyov'un sınıfında almıştı.

Müslüm'ün babasıysa Gah'ın İlisu köyünde doğmuş. Sonraları Vladi Kafkasya'ya, daha sonraysa Groznı'ya taşınmış. Müslüm'se (Abdülmüslüm) Groznı'da doğmuş: ilk eğitimini burada almıştır.

Her ikisi çocukluktan zeki, eğitime hevesliydi. Üstüne üstlük her ikisinin de müzik yeteneği vardı. Azerbaycan'ın müzik beşiği Şuşa'da büyümesi Üzeyir'in bu yeteneğini çok etkiledi. Müslüm'ün ailesinde de müzik önemli konuma sahipti.

1899 yılında Tiflis civarındaki Gori şehrinde bulunan Öğretmenler Seminarisi'ne eğitim almaya giden 14 yaşlı yetişkinler bu ömür yolunda 40 yıl boyu beraber adımlayacaklarını henüz anlamış değillerdi.

Beş yıllık eğitim dönemi Üzeyir'in ve Müslüm'ün bakış açılarının şekillenmesinde eşsiz role sahip oldu. Özellikle, okulda dünya kültürüyle tanıştılar, müzik derslerinde profesyonel müzik alfabesini çok iyi öğrendiler. Avrupa müzik klasiklerinin eserlerini benimsemekle kalmayıp, Üzeyir kemanda ve bariton adlanan nefes enstrümanında çalmasını öğrendi. Türküleri nota aldı, çocukluk yıllarından akordeonda çalmayı, Azerbaycan halk müziğini çalmayı bilen Müslüm'se keman ve klarnetle ilgileniyordu. Üzeyir müzik teorisini araştırmaya daha fazla zaman ayırsa da: Müslüm kemancı gibi konserlere katılıyor, okul orkestrasında önemli müzisyen ve şef olarak biliniyordu.

Sonraları onlarla aynı yaşta ve gelecekte akrabaları olacak Ali Teregulov anılarında yazacaktı: "Üzeyir'e, Müslüm'e ve arkadaşlarımızdan bazıları kış ve ilkbahar tatillerinde eve gidemezlerdi. Böyle olunca onlar yurtta kalırlardı. Bazen birkaç günlüğüne Tiflis'e, bana gelirlerdi. Gelince de, tabii ki kemanlarını da yanlarına alır ve günlerimiz çok neşeli geçerdi".

Ayrılık onların arkadaşlıklarını daha da pekiştirdi...

1904 yılında Gori Seminarisi'ni bitirdikten sonra Üzeyir ve Müslüm'ün yolları kısa bir süreliğine de olsa ayrıldı. Üzeyir Bey Cebrail ilinin Hadrut köy okuluna öğretmen atandı. Burada Rusça, tarih ve müzik dersi verdi. Fakat 1905 - 1907 yıllarında çıkan olaylar onu Bakü'ye taşınmak zorunda bıraktı. Bibiheybet'te, daha sonraysa Saadet okulunda ders verdi, gazetelere yazılar yazmaya başladı. Hayat gazetesinde çevirmenlik, İrşat gazetesinde gazetecilik yaptı. Kuşkusuz 12 Ocak 1908 yılında Doğu'nun ilk operası olan Leyla ve Mecnun'un ilk gösterisi yapıldığında en çok sevinenlerden birisi de Müslüm Magomayev oldu. Üzeyir Bey 1911 yılında müzik eğitimini artırmak için Moskova'ya gitti. Fakat maddi sıkıntı yüzünden yine Bakü'ye dönmek zorunda kaldı.

Müslüm Beyse önce Kuzey Kafkasya'da, sonraysa Azerbaycan'ın Lenkeran ilinde öğretmenlik yaptı. Eğitim çalışmaları yanı sıra öğrencilerden koro, nefes ve simli enstrümanlar orkestrası ve tiyatro derneği kurdu. Hem de Tiflis Eğitim Fakültesinin yaptığı sınavları başarıyla verip şehir okullarında öğretmenlik hakkı kazandı.      

Bu yıllar Üzeyir Hacıbeyli ve Müslüm Magomayev'in gelişme dönemiydi. Kader onları bir daha yaklaştırdı. Semineri yıllarında başlayan sıkı dostluk akrabalığa dönüştü. İkisi de Teregulov'lara damat oldu. Üzeyir Bey Meleyke, Müslüm Beyse Badigülcemal Hanım Teregulova'yla evlendi.

1909 - 1915'li yıllar Üzeyir Bey'in çok verimli dönemi. O birbirinin peşinden Şeyh Sinan (1909), Rüstem ve Söhrap (1910), Şah Abbas ve Hurşit Banu (1912), Esli ve Kerem (1912), Harun ve Leyla (1915) muğam operalarının librettosunu, halk destanları ve rivayetlere, Firdovsi'nin Şahneme eserinin motiflerine dayanarak müzik yaptı.

Müslüm Maqomayev'se Üzeyir Hacıbeyov'la sıkı işbirliği yapmaya başladı. Onun kurduğu tiyatroyu yönetti. Operalarda keman çaldı, 1912 yılından başlayarak Leyla ve Mecnun, Esli ve Kerem, Şeyh Sinan operalarına ve O Olmasın, Bu Olsun, Arşın Mal Alan komedilerine şeflik yaptı. Tüm bunların yanında kısa süre sonra - 1916 yılında onu besteci ününe kovuşturacak olan ilk kapsamlı eserini - Şah İsmail operasını yazdı... Yıllar sonra eserdeki Aslan Şan ariyasını kendi torunu ve adaşı, dünyaca ünlü sanatçı Müslüm Magomayev okuyacaktı.

Bugün büyük bir onurla, Üzeyir Hacıbeyli Azerbaycan müzik kültürü tarihinde yeniden yönlendirdi ve milli bestecilik okulunun temelini attı diyebiliriz. Müslüm Magomayev'se müzik kültürümüzün şekillenmesinde ve zenginleşmesinde eşsiz hizmetler verdi...

Neriman Ebdülrehmanlı

 

 

 

DİĞER MAKALELER