Afak Mesut: “Sanki ”Yazım sözlüğünü Azerbaycancayı bilmeyen insanlar yapmış”

Afak Mesut: “Sanki ”Yazım sözlüğünü Azerbaycancayı bilmeyen insanlar yapmış”

Bakanlar Kuruluna bağlı Çeviri Merkezinin başkanı yazıçı Afak Mesut’un APA-ya verdiği reportaj

-Afak hanım, Çeviri merkezi kurulduğu sıralarda bu alanda bir çok hata ve kusurların olduğunu belirtmiştiniz. Bu iki yıl süresince kusurlar giderildi mi?

-Çeviri Merkezinin amacı Azerbaycancanın ve çeviri işinin kalitesini artırmak, yeni alanların pratikleşmesini sağlamaktır. İşe başladığımız günden bu güne kadar bu konuda çalışmalar yapılmıştır. Resmi kurumların yazışma ve saytlarında Azerbaycancanın doğru kullanımına ve çeviri işinin kalitesine yönelik yapılan istimzaç sonucu 300-e yakın uzmanın verdiyi rey vardır. Bu görüşlere binaen bir çok yanlışlar giderildi, baya problemler çözümlendi. Böyle araştırmaların İki senede bir yapılması düşünülmüştür. Fakat dil ve çeviri alanının sadece Merkezimizin çabalarıyla gelişeceğini düşünmek bence mantıklı bir beklenti değildir. Yani, Merkez tüm gücünü yanlışların ortadan kaldırılması meselesine harcayamaz. Problemin çözümü için ilk önce Azerbaycancayı öğreten çevreler ve eğitim kurumu özen göstermelidir. Azerbaycanca ve çeviri sorunları sadece resmi kurumların yazışmalarında göze çarpmaz. Ayrıca okul, ünuversitelerde kullanılan Azerbaycanca, rusca, ingizce ve diğer yabançı dillerde olan kitaplarda, dilimizin ana kitabı olan Yazım sözlüğünde, dil kaynaklarında, medyada, reklam ve afiş tertibatında, kısaca tercümenin işlendiği her bir alanda görülmektedir.

-Çeviri Merkezi uzun zamandır “Yazım sözlüğü” üzerinde çalışmalar yapılıyor. Sözlükten çıkarılan kelimeler “Aydın yol” gazetesinde yayınlanıyor. Bunun bir anlamı varmı?

-Öncelikle söylememiz gerekir ki, “Yazım sözlüğü”ne olan ilgimiz devlet kurumlarının yazışmalarını denetlerken başladı. Zira yazışmalar “yazım sözlüğüne” istinaden yapıldığı için yanlışların buradan kaynaklandığını anladık. Ve işe bu sözlükten başlamamız gerektiğine karar verdik. Zira aksi taktirde yaptığımız tüm çabalar boşa çıkacaktı. Bir taraftan yanlışları gidermeğe uğraşırken diğer taraftan hataya düşecektik.  “Aydın yol” gazetesinde her hafta yayınladığımız kelimeleri sizler de görüyorsunuz. Bunları okuyan problemin gerçekten çok ciddi olduğunu anlar. Evet durum hiçte iç açıcı değildir. Tabii, biz bu kurama, yazılışı yanlış olan sözleri toptan çıkararak meseleyi çöze bilirdik. Fakat bu işi metodik yapmak istedik. Bu amaçla kelimeleri hangi sebeplerle çıkardığımızı belirtmek için bu kelimeleri yayınlamayı düşündük. “Yazım sözlüğü” muhtevasıyla ilgisi olamayan 40 binden fazla kelime-manaları mübhem olan, yazılışları hatalı, artık dilimizde kullanılmayan arap, fars sözleri, Azerbaycancada karşılığı olan rusça sözler, ilaç adları, argo sözler ve daha nice kelimelerdir bunlar. Bu sözlükte öğle acaip sözlere rastlıyoruz ki, insan gerçekten şaşırıyor. Acaba, hangi amacla, hangi kritere göre  sözlüğe dahil edildiklerini anlayamıyorsun. Bunların mantıklı bir  açıklaması olamaz. “Dartmayakamcırıldı”, “kaşıyıbkurdunçıkaran”, “meyitatış”, “meyittulama”, “gövdekucaklama”, “gövdekucaklayan”, “cıbrığınıçıkarma”, “cıbrığınıçıkaran” ve bir çok buna benzer sözler geçmektedir. Bu sözlüğün diğer kusurlarından biri-kelimenin doğru yazılışını gaye edinmek yerine bir kelimenin bazan bir kaç farklı versoinda yazılmasıdır. “Altun”-“altın”, “yelpenek”-“yerpenek”, “alaf”-“elef”, “kopyuter”-“kompüter”, “dırmıklamak”-“dırmaklamak” kimi sözler bu kavildendir. Şimdi şaşırıp kalıyorsun, acaba hangisini örnek almalısın. Ayrıca binlerce kelimelerin yazılışları yanlıştır. Sanki, bu sözlüğü Azerbaycan dilinin gramerinden habersiz olan birileri hazırlamış. Bu sözlüğü örnek alan tüm kurumlar böylece doğru yazım kurallarından uzaklaşmaktadır. Gerçi kültürel ilişkiler, teknolojinin gelişmesi ve bir çok sebeplerle dilimize yeni kelimeler dahil olmaktadır. Bu tabii  bir prosestir. Fakat, bunu “dilimizi geliştiriyoruz” ilkesi altında suni olarak yapmak mantıklı değildir.

 

 

-Yeni “Yazım sözlüğü” ne zaman yayınlanacak?

-Merkezimiz bir senedir ki, yanlışlarla dolu olan bu sözlük üzerinde çalıştı. Bu sözlüğe alınmayan yedi yüzden fazla kelime vardır ki, onları kitaba dahil etmek gerekir. Bu sözler 50-60-lı yılların edebiyatında kullanılan kelimelerdir ki, unutulmuştur. Uzmanların istişaresine sunularak bu sözleri sözlüğe ilave etmek niyyetindeyiz.   Kitabın yayınına gelince, bu konuda acele etmeğin doğru olmayacağını düşünüyorum. Sözlüğü “yanlışlardan temizleme” prosesi bitmiş durumdadır. Geriye kalan düzelti işidir. Sözlük yoluna yordamına uyğun olmalı. Bu yüzden kelimeler vurguya göre sınıflanmalıdır. Sanırım bu yılın sonuna ve ya önümüzdeki yılın başlarına doğru çalışmayı bitireceyiz. Bu akademik bir çalışmadır. Titizlik ve ciddiyet ister. Bu yüzden gelin acele etmeyelim.

-Bu sözlüğü Dil Bilimi Enstitüsü yapmış. Bulduğunuz bu yanlışlar konusunda ne diyorlar?

-Şu an suçlu aramanın bir anlamı yok. “Aydın yol” gazetesinin her bir numarasında sözünü ettiğimiz kelimeler uzmanlara danışılarak sırayla yayınlanıyor. Kaç aydır ki, ilgili kurumların ve şahısların bu konuda görüşlerini belirtmeleri için onları merkeze davet ediyoruz.  Zira bu dil hepimimizin dilidir. Bu konuyla ilgili bizi arayanların, mektup yazanların sayısı az değildir. Her kes sözlükteki bu denli yanlışlara hayret eder yeni sözlüğün ne zaman yayınlanacağını bizden soruyorlar. Ayrıca yeni sözlüğün yayınına kadar hangi kaynaklara baş vuracaklarını bizden soruyorlar.

-Medyada kullanılan Azerbaycanca sizce ne durumdadır?

-Bu konuda araştırma yapmaya daha imkan bulamamışız. Fakat bu alanda kullanılan dilin ne durumda olduğu açıktır. Sözleri, hatta harfleri spikerler doğru dürüst kullanamıyor. En basit sözleri bile gerektiği gibi söyleyemiyorlar. Mesela, “layihe” kelimesini televizyon kanallarının bir çok spikerleri, hatta bazı devlet adamları, meşhur insanlar bile “lahiye” olarak telaffuz ediyor. Özellikle “c”, “ç” harfleri rusçadaki “ц”harfi gibi, “t” harfi rus dilindeki yumuşak “tğ” gibi kullanılıyor: “tğermin”, “tğibb”, “tğemp”, vurgulardaki hatalar da bir başka derttir.

-Sokak reklamları konusunda ne söyleye bilirsiniz?

-Pek iği olmadığını belki sizde biliyorsunuz. Bakünün merkezi sokaklarında rastladığımız reklam levhalarının, afişlerinin genelinde yazı hataları göze çarpmaktadır. Bununla ilgili geçen sene Bakü Büyükşehir Belediyesine resmi mektup gönderdik. Bu konuda onlara yardım ede bileceğimizi söyledik. Fakat yanıt alamadık. Gıda ürünlerinin etiketlerinde rastladığımız gramer ve çeviri hataları az değildir. Gereken kurumlara hataların giderilmesi konusunda resmi mektup gönderdik.

-Dersliklerdeki hatalar konusunda Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapılıyor mu?

-Dersliklerin kalitesi toplumun merak ettiği konulardandır. Merkez dersliklerin hazırlanmasıyla ilgili Eğitim Bakanlığına bir kaç proje sunmuştur. Burada tercüme işinin uluslararası normlara uyarlanması, ilk okullarda tedris olunan “Azerbaycan dili” dersliğinin yeniden hazırlanması ve yazarları tayin edecek “Derslik Düzenleme Kurulu” adı altında özel bir konseyin toplanması teklif olunmaktadır. Dünya tecrübesinde böyle bir uygulama vardır. Bir çok ülkelerde bu alan devlet kontrolündedir. İsviçrede eğitim serüveni İsviçre parlomentosu tarafından yürütülüyor. Aslında bu yaklaşım eğitimin kalitesi ve gençliyin iği yetişmesi için gerekli bir önlemdir.

-Edebiyat metinlerinin çevirisi hakkında ne söyleye bilirsiniz?

Bu alan üretkenlik ister. Bu alan diğerlerinden farklıdır. Kesin, önceden ayarlanmış bir sisteme uyamaz. Bir eseri on farklı çevirmen tercüme ederse on farklı eser ortaya çıkar. Bu alanda tercüme yapan kişinin yetenekli ve bilgili  olması gerekir. Çevirdiği metnin, şiirin yazarını duya bilmesi, anlaması şarttır. Ne yazık ki, bu anlamda uzman olan çevirmenler çok azdır. Ben kalitenin sürüme tercih edilmesini daha doğru buluyorum.

-Çevirmenler hakkında yapılan bilgi kaynaklarıyla ilgili işler ne durumdadır?

-Bilgi ağını kurduk. Fakat burada uzmanlarla beraber amatörlerinde adı geçmektedir. Amatörler uzmanlardan daha çoktur. Demin vurguladığım, kalitesiz çevirileri genelde amatörler yapmaktadır. Merkezimize ülke çapında serbest çalışan çevirmenleri denetlemek izni daha verilmedi. Bu konuda gereken kurumlara bildiri yapmışızdır. Yanıt bekliyoruz. Bu teklifimiz kabul görse uzman çevirmenlerin listesi belirlenecek. Devlet kurumları ve diğer teşkilatlar hangi alanda hangi çevirmene başvuracağını önceden bilecek, iş kolaylaşacak. Aslında tüm dünyada bu sistem böyledir.

-Merkez Azerbaycan edebiyatının dünyada tanıtımını yapıyor, Antoloji kitapları basılıyor. Azerbaycan Uluslararası kitap fuarlarında iştirak ediyor...

-Azerbaycan edebiyatını uluslararası dereceğe yükseltmek  merkezimizin başlıca görevlerindendir. Merkezimiz geçen yıl “Çağdaş Azerbaycan antolojisi” kıtabını Moskovada rusca, Ankarada türkçe basıldı. Daha sonra ister Moskovada, ister Ankarada olsun yüksek dairelerin yardımlarıyla kitapları sergiledik. Azerbaycan antolojisini önceki yıl Londrada-büyük bir kütüphanede-Vetestonda sergiledik. Sonbahara doğru Mısırda sergilenecek olan antolojimiz beklemektedir. Şu an kitabı ingiliz, fransız, ispanyol, alman ve fars dillerine çeviriliyor. İtiraf etmek gerekir ki, Azerbaycan edebiyatını dünyada pek bilinmiyorlar. Praga Devlet Kütüphanesinde Azerbaycanı tanıtan eserlerden-Nizami Gencevinin “Hamse”sidir. Fakat ne yazık ki, yazar eserini farsca yazmıştır. Bu yüzden yazar Fars şairi olarak takdim ediliyor. Kitabı yeniden işlemek için PDF formatını aradık fakat nafile. Bu yüzden yeniden Çek diline çevirmemiz gerekiyor. Bu işler baya zaman istiyor tabii. Amacımız edebiyatımızı dünyada tanıtmak. Bu uğurda çalışmamız gerekiyor.

-Yönettiğiniz kurumu bazan şikayet ediyorlar. Genelde bunlar meseleye sanatsal yaklaşanlardır...

-Tabii anlıyorum onları. Çeviri Merkezimiz daha ilk adımlarını attığı zamanlarda her kesin aklında bir Edebiyat kurumu olarak kaldı.  Zamanı gelince Merkezimizin gerçek amacı kimseye gizli kalmayacak.

- Belki de kırgınlığın sebebi bazı yazarların çeviri işinden anlamamasıdır. Hangi çevirmenleri gönülden takip ediyorsunuz?

 

-Vilayet Hacıyev, Vilayet Kuliyev, Elçin, rahmetli Natik Saferov, Yaşar, Etimat Başkeçit, İlgar Elfi, Saday Budaklı...bizim gençlerden  olan “Defne yaprağı” tercüme musabakasının birincisi Tevekkül Zeynallı ve bir çok işinin ehli olan çevirmenleri takip ederim. Merkezimizin kapıları böyle uzmanlara her zaman açıktır. Fakat kendi edebiyatımızı da dünyada tanıtmalıyız. Bu çok önemlidir. Ana gayemiz bu olmalı. 

Cavid Zeynallı-APA.

Galeri

DİĞER MAKALELER